-
1 hüküm
hüküm <- kmü> Urteil n, Beschluss m des Gerichts; Schlussfolgerung f; Bestimmung f; Gültigkeit f; Macht f;hüküm giymek verurteilt werden;hüküm sürmek herrschen, an der Macht sein; fig Meinung herrschen, gelten; Klima, Stille usw herrschen;hüküm vermek einen Entschluss fassen; JUR ein Urteil fällen;-e hükmü geçmek (oder yürütmek) regieren, beherrschen (A), etwas zu sagen haben (über A); unp (seine/ihre) Meinung gilt ( oder herrscht);-in hükmü geçti … verlor seine Macht;hükmü parasına geçmek sich (D) etwas mit seinem Gelde leisten können;… hükmünde olmak in der Lage jemandes sein, dieselben Rechte haben wie … -
2 peşin hüküm
→ ön yargı Vorurteil ntbir şeye \peşin hüküm vermek etw in Bausch und Bogen verurteilen -
3 görünüş
görünüş s1) Aussehen nt, Ansehen nt\görünüşe bakılırsa dem Ansehen nach zu urteilen\görünüşe göre hüküm vermek nach dem Äußeren urteilen2) Ansicht fönden \görünüş die vordere Ansicht3) Anschein m, Schein m\görünüşe aldanmamalı der Schein trügt\görünüşe göre dem Anschein nach\görünüşü kurtarmak den Schein retten -
4 racon
racon s\racon kesmek ( görünüşe göre hüküm vermek) nach dem Äußeren urteilen; ( gösteriş yapmak) angeben, eine Schau abziehen
См. также в других словарях:
hüküm vermek — 1) iyice düşündükten sonra bir karara varmak Oğlum, beni iyi dinledikten sonra hükmünü verecek. R. N. Güntekin 2) bir suçluyu mahkûm etme … Çağatay Osmanlı Sözlük
hüküm — is., kmü, Ar. ḥukm 1) Yargı Hükmü doğru ve pek de yerinde olamazdı. F. R. Atay 2) Egemenlik, hâkimiyet 3) Değer, aynı veya benzer nitelik Kocabaş Kazasker, gerçekten Sultan Mahmut un gözbebeği hükmündeymiş. R. N. Güntekin 4) Önem, geçerlilik Bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hükm — (A.) [ ﻢﮑﺣ ] hüküm, emir, kesin karar. ♦ hükmünde yerinde, gibi. ♦ hükmünü almak yerine geçmek, gibi olmak. ♦ hüküm vermek kesin karar vermek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MUHAKEME — (C.: Muhakemât) (Hüküm. den) Dava için iki tarafın mahkemeye baş vurması. * İki tarafın mahkemeye baş vurması. * İki tarafı dinleyip hüküm vermek. * Düşünmek. * Zihinde inceleme yapmak. * Karar vermek için iyice düşünmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hata — is., Ar. ḫaṭāˀ 1) Yanlış O kitap hatalarla dolu. Böyle bir hüküm vermek hatadır. 2) İstemeyerek ve bilmeyerek yapılan yanlış, kusur, yanılma, yanılgı Ağzını topla, dedim ama hatamı anladım. B. Felek 3) Suç, günah, kusur Birleşik Sözler hata… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kara kaplı kitap — is., bı, mec. 1) Çıkar sağlamak için yasa dışı işlerin yapılmasında yol gösteren yöntemler bütünü 2) esk. Kadıların hüküm vermek için baktıkları kitap … Çağatay Osmanlı Sözlük
oranlamak — i 1) Ölçmek, hesaplamak, hesap etmek 2) Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak hüküm vermek, tahmin etmek 3) Karşılaştırmak, kıyaslamak 4) i, le Eşit tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
racon kesmek — 1) görünüşe göre hüküm vermek 2) gösteriş yapmak Hayati ortaya atılır, tosunca raconu keser ya da dövülürdü. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ANALOJİ — Mant. Benzetme yoluyla sonuç çıkarma. Bilinmeyen bir durum, bir hadise, bir münasebet ve bir varlık hakkında hüküm vermek için bilinen bir benzeri hakkındaki bilgilerden faydalanılarak muhakeme yürütülmesidir. Bu tarz düşünce çok defa düşüneni… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
JÜRİ — ing. Herhangi bir mes ele için hüküm vermek üzere toplanan hey et, cemaat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
karar — is., Ar. ḳarār 1) Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı Kararımı biradere pek güçlükle kabul ettirdim. R. N. Güntekin 2) huk. Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm Yargıç kararı. 3) Bu yargıyı… … Çağatay Osmanlı Sözlük